5 Mayıs 2012 Cumartesi

SESLİ DEFTER: GÜVENÇ DAĞÜSTÜN


Güvenç Dağüstün: “İki tür müzik vardır: iyi müzik ve kötü müzik” tanımına tamamen katılıyorum”.

Güvenç Dağüstün Ankara Devlet Operasının en genç sanatçısıydı. Kariyerini Viyana’da sürdürdü.  Carl Orff’un Carmina Burana eserinde hem bariton hem kontrtenor soloları seslendirerek bir ilke imza atan sanatçı Türkiye’de çeşitli operaların yanı sıra Fazıl Say’ın Nazım adlı eserinde de rol alarak büyük beğeni topladı. Şimdi ilk solo albümü Evde Yoklar ile karşımızda. Albüme adını veren şiir, Sivas’ta öldürülen şair Metin Altıok’a ait.
 Albümün adıyla başlayalım. Nasıl karar verdiniz “Evde Yoklar” olmasına?
            “Evde Yoklar” Metin Altıok’un çok sevdiğim bir şiiri. Cihan Sezer bu şiiri besteledi ve albümde yer aldı. Daha sonra bu eserin adını albümün başlığına taşımayı düşündüm. Değerli dostum, Altıok’un kızı Zeynep’e (Altıok Akatlı) de danıştım ve birlikte karar verdik Hatta Zeynep albümün bir nevi isim annesidir diyebiliriz.
“Ne zaman bir dosta gitsem evde yoklar”... Bu güzel şiir bundan böyle müziğiyle de zihnimizde yer edecek...  Albümde iyi besteler,  sağlam düzenlemeler ve iyi müzisyenler yer almış. Bu özen müziğe bakışınızı ortaya koysa da soralım... Kendi müziğini nasıl tanımlar Güvenç Dağüstün?
            Kendi müziğim derken bir şeyin altını çizelim. Şu ana kadar çok az beste yapabildim. Albümde de sözü ve müziği bana ait olan tek bir şarkı  var. Bir de Rimsky-Korsakov’un Şehrazat’ından iki tema üzerine yazdığım söz var. Dolayısıyla yorumcu yanımdan konuşmak daha doğru. Louis Armstrong’un “İki tür müzik vardır; iyi müzik ve kötü müzik” tanımına tamamen katılıyorum. Dinlediğim ve yaptığım müzikte de bu motto yol gösteriyor bana. Çok farklı tarzlardan beslenebiliyorum. Umarım ileride “yazma” konusunda da ivme kazanırım.
            Albümde daha önceden bildiğimiz Gel Ey Seher, Kimse Bilmez gibi şarkılara da yer vermişsiniz. Nasıl seçtiniz bu şarkıları? Bir de eser sahipleri yorumunuzu, yeni düzenlemeleri nasıl buldular?
“Gel Ey Seher” eski Azerbaycan Kültür Bakanı Polat Bülbüloğlu’nun 1969 yılında yazdığı bir eser. Ben bu şarkıyı yıllardır söylerim ve çok seviyorum. Polat Bey ile birkaç yıl önce gittiğim bir Moskova turnesinde tanıştım. Fazıl Say’ın Nazım Oratoryosu’nda beni canlı izlemişti böylece. Bu şarkıyı seslendirmek için de izin almıştım. Yıllar sonra albümde yerini aldı. “Kimse Bilmez” ise Mehmet Güreli’nin çok sevdiğim bir bestesi. Ömer Hayyam’ın dizeleri. Çokça söylendi aslında ama ben yine de bu şarkıdan vazgeçemedim. Her iki değerli sanatçıdan da güzel övgüler aldım. 
Babanız Yusuf Dağüstün’le yaptığınız düet de çok etkileyici:  “Bin Cefalar Etsen Almam Üstüme”. Yeteneğiniz babanızdan miras diyebiliriz sanırım.
            Babamın 1977 yılında yaptığı bir plak var. Bu türküyü de o plakta seslendirmiş. Cihan Sezer bu kaydı aldı elden geçirdi. Üzerine çok güzel öğeler ekledi. Bunlardan biri de balaban solosunu çalan Azeri sanatçı Alihan Samedov. Daha sonra ben girdim stüdyoya. Böylece 1999 yılında kaybettiğim babamla düet yapmış oldum. Bunun hissettirdiklerinin tarifi zor. Cihan’a büyük teşekkür borçluyum.
Bu saydıklarımız dışında ise altı yeni şarkı var. “Sevdanın Yolları”nın klibinde bir araya gelen tanıdık yüzler izleyenler için hoş bir sürpriz olmuş .  Bu arada Ellerin” adlı şarkı ise  yurtdışında bir albüme seçilmiş duyduğuma göre?
            Evet. Sözü ve müziği Cihan Sezer’e ait bu parça Lola’s World Records tarafından hazırlanan Made in Turkey Vol.6’da yer acak. Bu şarkıya aynı zamanda Fransızca sözler yazıldı. Yakında kaydedeceğiz ve Fransa için bir single olması projemiz var.
            Başka projeler de var mı? 
Projeden bol ne var! Öncelikle albümün konserlerine ağırlık vermek istiyorum. Bunun dışında ise Akustikhane programının yapımcısı ve sunucusu Zafer Yılmaz ile bir televizyon programı projemiz var. Üzerinde çalışıyoruz. En heyecan vericisi ise Fazıl Say’ın bestelemekte olduğu “Sivas 93” adlı operada Behçet Aysan rolünü oynayacak olmam. 2014 yılında izleyicisiyle buluşacak bu eser.


http://www.guvencdagustun.com.tr

Sevdanın Yolları Klibi için tıklayınız....



Cumhuriyet Ankara, Nisan 2012 (uzun metin)
Fotoğraf: Fırat Erez

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder