10 Ağustos 2012 Cuma

SESLİ DEFTER-REDD: "ORTAM BİZİ BİR YERE İTMEYE BAŞLADIĞI ZAMAN DİRENÇ GÖSTERİYORUZ"




SESLİ DEFTER
Sevgican YAĞCI AKSEL
sevgicanyagci@gmail.com


‘Ortam bizi bir yere itmeye başladığı zaman direnç gösteriyoruz’

Birkaç ay önce çıkardıkları yeni albümleri Hayat Kaçık Bir Uykudur ile müzikleri kadar cesur söylemleriyle de gündem yaratan Redd, Çankaya Kent Konseyi Gençlik Meclisi tarafından düzenlenen “Sokaklar Gençlerindir” etkinlikleri kapsamında Ankara’da konser verdi. Grup üyeleriyle müzik ve politika ilişkisi ve günümüz Türkiyesi’nde sanatçının sorumluluğu üzerine söyleştik.

·  Ankara’da çok seviliyorsunuz. Siz nasıl buldunuz Ankara’yı?
Doğan Duru: Ankara dinleyicisini seviyoruz. Ankara çalmaktan keyif aldığımız yerlerden biri. Açık havada böyle bir konser vermek güzel oldu. Bizi tanıyan, tanımayan, tesadüfen yoldan geçerken arkadaşının çekiştirdiği insanlar bizi dinlemiş oldular. Biz de elimizden geldiğince düzgün çalmaya çalıştık.
·  Grup müziği kadar toplumsal duyarlığıyla da öne çıkıyor. Bu misyon nasıl oluştu?
Doğan Duru: Aslında bir misyon fikriyle yola çıkmadık. Daha tepkisiz insanlar olabilirdik ama Türkiye o koşullara sahip değil. Sanatla uğraşan insanların biraz da duyarlılığı varsa tepki göstermeleri gerekli. Sanatta özgürlük, sanatçı için özgürlük çok önemli bir şey ve o zayıfladıkça biz de tepki gösteriyoruz. Grup ilk kurulduğunda oturup gündemi konuşmazdık ama şimdi gündem o kadar çetrefilli bir şekilde özgürlüğü kıskaca almış durumda ki, sadece müzik yaparken değil, kendi aramızda konuşurken bile reaksiyon göstermek zorunda kalıyoruz. Herkes korktuğu için de bize yüklenen bir misyon gibi gelişti bu süreç ama aslında biz bireyler olarak toplumsal hayatla ilişkimizi ketlemek isteyenlere tepki gösteriyoruz.
Berke Hatipoğlu: Bir de insanların o misyonu yükleyecek birilerine ihtiyacı var. Kendileri gibi düşünenleri bulmak istiyorlar. Azınlık olmaya başladık gitgide çünkü. Her gün bizleri daha kenara itmeye çalışıyorlar. Belki de herkes birbirinden güç almaya çalışıyor.
·  Sanatla politikayı birbirinden ayrı tarif edenlere de bir güzel bir yanıt bu söyledikleriniz...
Güneş Duru: Sanat düşünen insanların yaptığı bir şey. Düşünmenin kendisi politik bir eylem zaten. Bunu birbirinden ayırmak olmaz. Burası Kuzey Avrupa ülkesi olsaydı farklı şeyler konuşuyor olurduk belki.
·  Müzik serüveninize nasıl yansıdı Türkiye’de yaşananlar? Bir kırılma olarak mı?
Güneş Duru: Kırılma diyemeyiz buna, bir süreç daha çok. İlk albümü yaptığımızda 2005 yılıydı, AKP’nin 1. dönemiydi, özgürlükleri beraberinde getirecek bir parti vaadiyle oradaydı. O zaman da sorunlar vardı ama şimdiki kadar değil. Odaklandığımız şey müzikti, albüm yapmaktı. 2006’da yine Türkiye resminde bir değişik yokken, daha soyut ve ironik bir kıpırdanma oldu. Sonrasında zaten askere gittik. 2007 senesinde askerden döndükten sonra 21’i yaptık. Orada işte AKP’nin 2. dönemi başladı ve parti, tabanını ve cemaati mutlu etmek için adımlar attı. O adımlar özgürlükleri törpüleyen şeylerdi. Biz de sessiz kalmadık. 3 yıl geçti aradan bu albümü yaptık, arkada da AKP’nin 3. dönemi var, hepimizin bildiği referandum süreci, “yetmez ama evet”ler… İşte bu süreçte sadece rövanş duygusu değil, bütün muhaliflere yönelen bir tutum ortaya çıktı. 
·  Siz korkmuyor musunuz muhaliflere yönelen bu tutumdan, müzik endüstrisinin sizi dışlamasından?
Berke Hatipoğlu: 1996-97’de birlikte çalmaya başladık, enteresan bir şeye tanıklık ettik, canlı müzik yapan gruplar birbirine benzer bir hal alıp aynı repertuvarı çalmaya başladılar. Yalnız o repertuvarla iş bulur hale geldiniz.  Biz o dönemde kendimizi bu furyaya kaptırmamak için pazartesi-salı günleri, kimsenin çalmadığı şarkıları çalan bir grup olduk. Biraz dışına itildik evet. Bir bar grubu olarak popüler olmadık. Sonra iş DJ müziğine kayınca Taksim’e de küstük, 2-3 yıl bir yerde çalmadık. O zamanlar bir rock grubunun kendi şarkılarıyla albüm çıkarma olasılığı yüzde 20 filanken bu mümkün oldu ama. Hepimizin ortak kişisel özelliği sanırım, biraz inatçıyız. Ortam bizi bir yere itmeye başladığı zaman direnç gösteriyoruz. Aslında rock müziğinin doğasında protest bir yan vardır ama Türkiye’deki rock grupları genelde ticari kurumların tavrına daha ortaklar.
·  Albümleriniz internetten de dinleniyor. Tercih mi bu?
İlke Hatipoğlu: O bizden bağımsız gelişiyor, yapımcı denen bir faktör var. Müziğinizin nasıl dağılacağını, dijital olarak nasıl satılacağını yapımcı ve sektör belirliyor. Plastik CD’nin ortadan kalkacağını söylüyorlar mesela. Yani pek sanatçının inisiyatifinde olmayan konular. Endüstrinin durumu karışık. Sponsorlar önemli faktörler. Onlar sayesinde konserler, albümler olabiliyor, klipler çekilebiliyor. Sanatçı hakları açısındansa meslek birliklerinin daha etkin olması gerekiyor ama kendi varlığından memnun olan insanlar, değişiklik yapmaktan da kaçınıyorlar. 


Tadımlık REDD


Cumhuriyet Ankara eki,  8 Ağustos 2012





1 yorum:

  1. En kısa zamanda konser koşuşturmalarının başlamasını umuyoruz artık .. özledik ..

    YanıtlaSil